Teknoloji Haber Sitesi

Haber Takip Merkezi – Güncel ve Tarafsız Haber Sitesi – Ülkenin Nabzını Tutan Site

ABD Ukrayna minerallerinin yarısını alarak savaşın kazananı mı oluyor?

Rusya, aslında Ukrayna işgali ve Batı-Rusya Savaşı’na girerek ABD ve şirketlerin en karlı biçimde masadan ayrılmasına zemin hazırlamış oldu. Anlaşma onaylanırsa açıktır ki kazanan Washington DC oldu.

“`html

Ukrayna Savaşı’nda Trump’ın Stratejik Yaklaşımları ve Anlaşmalar

2022’den beri süregelen Ukrayna Savaşı, Trump yönetimi döneminde sıcak çatışmaların yerini savaşın yol açtığı zararların telafisine bırakmış gibi görünüyor. Yanlış anlamaların aksine, Ukrayna savaş tazminatlarını doğrudan almayacak. ABD’nin sağladığı hibe, silah ve ekonomik destek karşılığında, enerji ile kritik minerallerini ABD’ye tahsis edecek. Bu bilgiler, Financial Times’ın son haberlerinde yer buldu. Trump’ın Ukrayna ile uzlaşma sağlama çabası, “Rusya’nın kaynaklarını sunmaya razı etme” olarak değerlendirilebilir. Bu yazıda, Ukrayna ile yapılması muhtemel anlaşmanın önemine ve Trump’ın rolüne dair detayları inceleyeceğiz.

BİR YENİ GÜVENLİK GARANTİSİ: ABD EKONOMİ MODELİ

Medya kaynaklarına göre, ABD ve Ukrayna, en azından taslak aşamasında, kritik mineraller, petrol ve doğal gaz konularında bir anlaşma yapmak üzere harekete geçti. ABD, bir yatırım fonu oluşturarak, yerli şirketlerin Ukrayna’daki mineral ve enerji kaynaklarının çıkarılması sürecini üstlenmesine izin verecek. Elde edilecek gelirin yarısı Ukrayna’ya, diğer yarısı ise Amerikan şirketlerine ve ABD’ye gidecek. Fakat ABD, bu anlaşmada bir güvenlik garantisi sunmuyor. Trump’ın bu öneriyi, “Eğer ABD’nin ekonomik yatırımları ve güçlü ilişkileri olursa, başkaları Ukrayna’ya saldırmaya cesaret edemez” şeklinde açıkladığı öne sürülüyor. Kısacası, ABD, ‘Eğer benimle çalışırsanız ve kazancın yarısını bana paylaşırsanız, güvenliğiniz garantidedir’ mesajını veriyor.

Sadece Ukrayna açısından değil, Trump’ın genel stratejisi açısından da önemli ipuçları sunan bu durum, Kanada ve Meksika’ya yönelik tarife uygulamalarında da gözlemlenmiştir. Trump, tuhaf taleplerle masaya gelerek, Ukrayna ve Gazze gibi bölgelerde baskı oluşturmayı hedefliyor. Bu süreçte, Ukrayna örneğinde, Rusya ile ilişkiyi bir koz olarak kullanarak, taleplerine karşı gelen tarafı köşeye sıkıştırıyor. Eğer karşı taraf bu taleplere “hayır” derse, Trump genellikle daha kötü sonuçlar doğuracak bir ilişki kurmuş oluyor. Bütün bunlar, iş dünyasının hüküm sürdüğü ABD yönetiminin, küresel siyasete iş pratiklerini aktardığının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.

UKRAYNA’NIN KAYNAKLARI: KAZANÇ VE STRATEJİLER

Trump’ın Ukrayna’yı kıskaca almasının asıl sebebi, bu ülkenin sahip olduğu düşünülen kritik mineraller ve nadir elementlerdir. Peki, bu mineraller nelerdir?

Ukrayna’ya göre, Avrupa Birliği tarafından kritik olarak belirlenen 34 mineralin 22’si bu ülkede bulunmaktadır. Bunlar arasında lanton, seryum, neodim, erbiyum ve itriyum gibi nadir toprak elementleri yer alıyor. Ancak, Rusya’nın Ukrayna topraklarının yaklaşık beşte birini kontrol etmesi, bu rezervlerin büyük kısmını kaybetmesine neden oldu. Ukrayna düşünce kuruluşlarının tahminlerine göre, metal kaynaklarının yüzde 40’ı işgal altında. Ayrıca, Rus ordusu, Ukrayna’nın önemli lityum yataklarından en az iki tanesini de elinde tutuyor. ABD ile yapılan anlaşma, sadece kritik mineralleri değil, enerji kaynaklarını da kapsıyor. Peki, bu kaynaklar ne kadar değerli?

Ukrayna’nın SSCB döneminden 2025’e kadar Rusya’dan gaz aldığı düşünüldüğünde, kaynaklar açısından bir değerlendirme yapmak mümkün. Uluslararası Enerji Ajansı’nın verileri, Ukrayna’da 5.4 trilyon metreküplük potansiyel rezerv olduğunu gösteriyor. Kanıtlanmış rezervin ise 1.1 trilyon metreküp civarında olması bekleniyor, ancak bu miktarın altında kalma ihtimali de mevcut. Ayrıca, Ukrayna’nın 400 milyon ton kondensat ve 540 milyon ton petrolü olduğu tahmin ediliyor. Kaynakların çoğu Ukrayna içerisinde olsa da, kömür ve gaz kaynaklarının bir kısmı Rusya’nın kontrolü altında. Bu durumda, Ukrayna’nın enerji kaynakları anlaşmanın bir parçası olsa da, asıl itici unsur değil. Zira, ABD zaten bu kaynaklardan fazlasına sahiptir. Trump’ın, Ukrayna’nın enerji kaynaklarına bu kadar önem veriyor olmasının sebebi, anlaşmanın onu yormaya değip değmeyeceği ile doğrudan bağlantılıdır.

TRUMP’IN HEDEFİ: ÇİN ile MÜCADELEDE UKRAYNA’NIN ROLÜ

Trump’ın stratejisinde kritik mineraller, Çin ile rekabet açısından hayati bir önem taşımaktadır. Zira, olası gümrük vergilerinin artırılması, ABD’nin bu alanın lideri durumundaki Çin’den kaynak almasını zorlaştıracaktır. Peki, Çin bu sektörde ne kadar güçlüdür?

Kritik ve nadir elementlerin çıkarımında ve rafinasyonunda Çin, dünya genelinde lider konumundadır. IEA’ya göre, nikelin rafinajında Çin’in payı yaklaşık yüzde 35, lityum ve kobaltın rafinajında ise yüzde 50-70 arasında, nadir toprak mineralleri bakımından ise bu oran neredeyse yüzde 90’dır. Bu durum, Çin’in bu alandaki hâkimiyetini daha da belirgin hale getiriyor. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’na göre, 2024 yılında Çin’in dünyadaki nadir rezervlerin neredeyse yarısına sahip olması bekleniyor. Dolayısıyla, Ukrayna’nın sahip olduğu rezervler, ABD’nin Çin ile rekabette elini güçlendirecek bir unsur olarak değerlendirilebilir.

Oluşturulan anlaşmanın mantığı, bu temeller üzerine inşa edilmiştir. Nitekim, prensip olarak, Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski’nin ABD’ye gitmesi planlanıyor. Eğer anlaşma burada imzalanırsa, Ukrayna Parlamentosu Rada’dan onay alması gerekecektir. Bu durum, Ukrayna’nın geleceği ve ABD ile olan ilişkisi açısından sert tartışmalara yol açabilir. Rusya, Ukrayna işgali ve Batı-Rusya Savaşı ile aslında ABD ve şirketlerin en karlı biçimde masadan ayrılmalarını sağlamıştır. Görüldüğü üzere, Ukrayna ve Rusya arasındaki savaşın gerçek kazananı Washington oldu.

“`