“`html
Amerika’daki Çılgın Gelişmeler ve Türkiye’nin Nabzı
Bir zamanlar Türkiye, cesur projeleriyle gündeme geliyordu; şimdi ise tüm dikkatler Washington’a yönelmiş durumda.
Bir gün Apple hisseleri düşüyor, ertesi gün ise Başkan Donald Trump’ın yeni gümrük tarifelerine 90 gün ara vermesi ve bazı ABD şirketlerinin Çin’den gelen %125’lik gümrükten muaf olmalarıyla Apple, 1998’den bu yana en başarılı günlerinden birini yaşıyor.
Ancak Türkiye’de de ilginç olaylar yaşanıyor. Muhalefet lideri Özgür Özel, hükümeti cunta yönetimi olarak niteliyor. Ertesi gün, daha önce bu tür tartışmalara girmeyen Dışişleri Bakanı ve eski MİT Başkanı Hakan Fidan, ona “haddini bil” yanıtını veriyor.
Sonrasında ise cevap, Özel’den değil gazeteci Deniz Zeyrek‘ten geliyor. Zeyrek “haddini bilmezse ne olur? cevap bekliyorum” diye soruyor.
Aslında ülkede haddini aşanların sonu genellikle bellidir. Bu haddin, dokunulmazlar için geniş bir kapsama sahip olduğu iddia edilebilir. Peki, aşanlara ne oluyor? İçeri tıkılmaları mümkün. Kime ne olacağı ve süreç nasıl ilerleyeceği ise belirsiz.
“Cevap bekliyorum” ifadesi ise oldukça ilginç bir mesaj olarak dikkat çekiyor. Bu tür sorular, toplumda neyin ne olabileceği konusunda insanların aklında çeşitli düşünceler oluşturuyor.
Türkiye’deki siyasi atmosfer farklı bir iklimde ilerliyor. Kimi analistler, İmamoğlu operasyonunun ardından Özel’in önünün açıldığını savunuyor. Fakat Özel, “haddinizi aşan” bir performans sergilediğinde bazı hatırlatmaların yapılması sürpriz olmayacak.
Her şey çılgınca gelişirken, sıradan insanların bu mesajların altında yatan anlamları çözmesi gerekiyor. Ne de olsa, Erdoğan gibi popüler bir liderin çoğunluk oyu ile elde ettiği iktidara “cunta” demek, doğal tepkilerden biri olarak değerlendirilebilir.
Dışişleri Bakanı Fidan’ın Mesajları
Dışişleri Bakanı Fidan’ın son açıklamaları dikkat çekici nitelikte. “Bu ülke, askeri, istihbarat ve polis gücüyle, kimsenin görmediği bir savaş veriyor” diyor. “Cumhurbaşkanımız manda peşinde olsaydı bu kadar çok ekonomik ve siyasi kriz yaşamazdık,” ifadesiyle dikkat çekiyor.
Bunun doğruluk payı yüksek. Trump’ın 2020 yılındaki bir konuşmasında Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilgili söylediklerini hatırlatmakta fayda var:
“Üst düzey lider, bana Erdoğan’ı aramamı söyledi. Onun saygı duyduğu tek kişi sensin,” şeklinde Trump, Erdoğan’ın otoritesini vurgulamıştı.
Trump’ın Görüşleri ve Türkiye
Trump, başka bir konuşmasında, “Ülkeler, Türkiye ve Suriye’nin sınırlarını denetlemekle sorumlu olmalıdır” diyerek, Türkiye’nin bölgedeki rolünü de gözler önüne sererken, güvenli bölgelerin önemine değindi.
Ayrıca, Türkiye’deki İncirlik Hava Üssü’nde bulunan nükleer silahların güvenliğiyle ilgili olarak, “Biz eminiz ve orası harika bir üs” demesi dikkat çekiyor.
2016 yılında Türkiye, nükleer silahların yasaklanmasına yönelik kararın aleyhinde oy kullanmıştı. O dönemde ABD’nin, NATO üyelerini bu karara karşı çıkmaları konusunda nasıl bir baskı yaptığı, günümüzde de tartışılan konular arasında.
Başkan Trump’tan Yeni Kararname
Son olarak, Başkan Trump, ABD savunma sanayini güçlendirmek için bir kararname yayımladı. Bu emir, müttefiklerle işbirliğini güçlendirmeyi ve savunma ekipmanlarının daha hızlı teslim edilmesini amaçlıyor.
Öncelikler arasında, ihracat kriterlerinin netleştirilmesi ve silah satışlarını takip edecek merkezi bir sistem kurmak bulunuyor. Bu plan, savunma satışlarını ABD’nin dış politika hedefleriyle uyumlu hale getirirken, hesap verebilirlik ve rekabeti artırmayı hedefliyor.
Bakalım, S-400’leri bir kenara bırakmaya hazır olursak, bu kolaylıklar F-35 süreci için Türkiye’ye de uygulanabilecek mi? İran meselesi ise Trump’ın gündeminden düşmüyor. “İran’ın nükleer silahı olmamalı,” diyor.
“`
More Stories
Gazetecilere Tehdit ve Şantaj Suçlamasıyla Gözaltı
Yemen’de ABD Bombardımanlarında 16 Ölü
Astrolog Hilal Saraç 60 gün sonra tahliye edildi