Spor Toto Süper Lig’in 10’uncu haftasında Fenerbahçe, Hatayspor’u konuk etti. Sarı-lacivertliler sayısız gol pozisyonuna girdiği mücadeleyi 4-0 üstün tamamladı. Fenerbahçe taraftarlarını mutlu eden hücum futbolunu spor yazarları değerlendirdi. Şansal Büyüka, sarı-lacivertlilerin maçı 10-0 bile kazanabileceğini okuyucularıyla paylaştı.
İşte Fenerbahçe – Hatayspor maçına dair değerlendirmeler…
FERRARİ FERDİ / ŞANSAL BÜYÜKA
Fenerbahçe uzun süredir unuttuğu “önde baskıyı” Hatay maçında hatırlayınca, rakibin tehlike bölgelerinde çok top kaptı, iki gol attı, yakalayıp atamadıklarıyla belki de sezonun en farklı ilk yarı sonucunu kaçırdı. Abartısız 5-6 golle bitecek bir ilk yarı, bitebileceği en kısır sonuçla 2-0 bitti.
Fenerbahçe’de çok önemli iki oyuncu var. Biri Ferrari Ferdi… Adamın sağı-solu yok. Makas atmıyor. Zaman kaybetmiyor. En hızlı, en kestirmeden, en çabuk şekilde takımı öne ve gol pozisyonuna taşıyor.

Çok önemli ikinci futbolcu; Arao… Gösterişsiz ama çok katkı vererek oynuyor. Rakibi iyi bozuyor, tehlike doğacak alanları çok iyi seziyor ve “ateş bacayı sarmadan” yangını söndürüyor. Ayrıca; bir sağa, bir sola yalpa yapmıyor. Kazandığı her topu, hem de son derece isabetli hücum alanlarına atabiliyor.
Fenerbahçe belki de bu sezonun en fazla pozisyona girdiği, en fazla şutunu attığı bir ilk yarı oynadı. Kabul edelim ki, Hatay orta alanı geri dörtlüsünü “kaderiyle baş başa” bırakarak Fenerbahçe’nin değirmenine su taşıdı.
Fenerbahçe tribünlerinde “Profesör Jorge Jesus” yazılı kaşkoller gördüm. Ancak Profesör, henüz Fenerbahçe savunmasının arkasına atılan toplara bir çare bulamadı, bir önlem alamadı.
Hatayspor, maçın başlangıcı gibi, ikinci yarının başlangıcını da iyi yaptı. Fenerbahçe kalesinde sıkça göründü, Fenerbahçe ataklarında ilk yarıda olduğu gibi az adamla yakalanmadı, her atağı kalabalık karşıladı.
Fenerbahçe’nin fark yaratacak bir numaralı oyuncusu hiç kuşkusuz İrfan Can Kahveci… Ama İrfan’ın farkı genellikle fark edilmiyor. Sonradan oyuna giren Mert Hakan da daha fazlasını vermeli. Fenerbahçe için önemli oyuncular bunlar… Tam kapasite oynasalar çok şey değişir. Her şey çok daha güzel olur. Ama maksimuma değil, minimuma yakın oynuyorlar.

Fenerbahçe arka arkaya gelen iki yenilginin ardından, ilk yarının tamamında, ikinci yarının son 15 dakikasındaki iştahlı oyunu ile farka gitti. 4-0 kazandığı maçı 10-0 bile kazanabilirdi.
Ama unutulmasın; Fenerbahçe’nin attığından çok daha önemlisi, bir maçı gol yemeden bitirmiş olması…
Neredeyse her maçta gol yemeyi alışkanlık haline getiren Fenerbahçe için, bir maçı gol yemeden bitirmesi, en az attığı 4 gol kadar önemli…
KART YOK HUZUR VAR / ERCAN GÜVEN
Kadıköy’de kırmızı kart yok, heyecan, keyif ve dört gollü pembe bir tablo vardı. Liderliğe dönüş bile başlı başına olaydı!
Aslında altı haftadır yenilgi almayan Volkan Demirel’in Hatayspor’u karşısında maça hiç de iyi başlamadı Fenerbahçe… Art arda iki mağlubiyetin, son üç maçta üç kırmızı kart görüp ancak iki gol atabilmenin ağırlığı vardı sanki. Artık deşifre olmuş ve Trabzonspor tarafından çaresi bulunmuş önde baskıyla hataya zorlama oyununu unuttuğu gibi dörtlü çizgi defansının arkasına iki kez adam kaçırdı.
Ancak, Valencia olmasa da orta sahada Zajc, solda Rossi ve iştahlı futbolun resmini çizen kanat bekleri Ferdi ile Osayi, adeta takımı zorladı ve Jesus’un futboluna döndürdü 10 dakika içinde.
Bu “sahada toparlanma” sürecinde King’in kornerden gelen topu kaleyi göndermesiyle ve özellikle Ferdi’nin müthiş oyunuyla daha ilk yarıda kendini aştı Fenerbahçe.
İlk golün ardından King’in ziyan ettiği, Rossi’yi ligin en çok kurtarış yapan kalecisi Erce’nin engellediği pozisyonlar vardı. Ardından, Ferdi’nin tek başına soldan taşıdığı, Hatay ceza alanındaki Rossi’yi gördüğü, onun da geriye çıkarıp Batshuayi’nin ayağına teslim ettiği ikinci gol geldi.
İlk yarının kalan dakikalarında Hatayspor’un daha açık oynamasına gerek kalmadan Fenerbahçe kendi kendine vites yükseltti ve ön alan baskısına başlayarak sahadaki mücadeleyi tek taraflı hale getirdi.

Evet… Hatayspor da diğer takımlar gibi Fenerbahçe’nin yapacağını da önlemini de biliyordu ama ne temposuna yetişebiliyordu Fenerbahçe’nin ne de savunma arkasına top atacak fırsat bulabiliyordu. İrfan Can’ın golünü Burak kale çizgisinden çıkarmasa, Zajc’ın uzaktan şutunu Erce kurtarmasa ilk yarı daha da farklı bitebilirdi.
Maçın ikinci yarısı aynen ilk yarı gibi başladı. Yine oyunu domine eden, ön alan baskısı yapan Hatayspor, zorlanan Fenerbahçe idi. Volkan Demirel’in yaptığı üç değişiklik işe yaramıştı. Osayi ve Ferdi’nin çabaları, Batshuayi’nin pozisyonu da olmasa ikinci devrenin ilk yarısı tamamen Hatayspor üstünlüğündeydi. Açıkçası bir gol atabilse oyuna ortak olacak gibiydi Hatay.
Fenerbahçe’nin gol yememek için oyunu rölantiye almaya bile razı olduğu dakikalarda Jesus’un hamleleri geldi. İrfan Can ve Rossi çıktı, Lincoln ile Mert Hakan girdi. Lincoln’ün ince pasları ile Fenerbahçe topu daha çok ileride tutmaya, daha rahat çıkmaya başladı. Burak’ın kendi kalesine attığı ama ofsayt nedeniyle Fenerbahçe’ye yazılmayan bir gol bile geldi.
Maçın bitmesine çeyrek saat kala Jesus iki hamle daha yaptı, golleri atan King ve Batshuayi’yi çıkarıp Emre Mor ile Serdar Dursun’u oyuna soktu ve Fenerbahçe maçın son dakikalarına sığdırdığı golleri hatırladı.
Önce Serdar Dursun’un ayağından üçüncü golünü kazandı ev sahibi. 86’daki golü Hatayspor hatası hazırladı ama Jorge Jesus’un pek beğenmediği Serdar Dursun’un takipçiliğini yabana atmamak lazım.
Sonra uzatmalarda kazanılan kornerden Gustavo’nun dördüncü golü tabelaya son noktayı koydu.
Kadıköy’deki dört gollü galibiyet ve liderlik koltuğuna yeniden oturmak, Fenerbahçe’nin 11 kişi tamamladığı maçları çok zor kaybedeceğini, bol pozisyon üreteceğini ortaya koyarken Dünya Kupası arasına yenilerek girip yenilerek çıkmanın endişelerini sildi.